DOLAR 28,9400 0.06%
EURO 31,8201 0.07%
ALTIN 1.900,530,20
BITCOIN %
İstanbul
15°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

  • Atv Haberler
  • Genel
  • Son dakika… Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan emeklilere zam açıklaması: Fazla uzamaz, en kısa zamanda

Son dakika… Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan emeklilere zam açıklaması: Fazla uzamaz, en kısa zamanda

ABONE OL
21 Eylül 2023 17:30
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 78’inci BM Genel Kurulu’nda katıldıktan sonra New York’taki Türkevi’nde kritik temaslarda bulundu. Erdoğan, New York ziyareti ile ilgili Türkevi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Birleşmiş Milletler 78’inci Genel Kurulu umumi görüşmelerine katılmak üzere geldiğimiz New York ziyaretimizi bu akşam Türk-Amerı̇kan İş Konseyı̇’nin 13’üncü Türkiye Yatırım Konferansı’na katılarak tamamladık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: 

Ziyaretimiz sırasında, Genel Kurul’a hitabımızın yanında birçok temas gerçekleştirdik; muhtelif etkinliklere iştirak ettik. Genel Kurul görüşmeleri öncesinde, 17 Eylül günü Ahıska Türkleri kardeşlerimizle bir araya gelerek, vatandaşlığa geçen kardeşlerimize kimliklerini teslim ettik. Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin toplantısında burada yaşayan vatandaşlarımızla özlem giderdik. 18 Eylül günü fikir kuruluşu temsilcileriyle yaptığımız toplantıda uluslararası gündemi meşgul eden meseleler hakkında fikir alışverişinde bulunduk. 

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler 78’inci Genel Kurulu’na katılmak ve muhtelif temaslarda bulunmak üzere gittiği New York’taki yoğun programı pic.twitter.com/tOkuJf7FN4

— T.C. İletişim Başkanlığı (@iletisim) September 21, 2023

Eşim Emine Erdoğan’ın öncülüğünde dünya ölçeğinde bir harekete dönüşen “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanına” imza attık. Aynı gün Amerikan Ticaret Odası’nın desteğiyle düzenlenen 2023 Concordia Zirvesi’ne hitap ederek, amel dünyasının temsilcilerini kabul ettim. Biliyorsunuz, bu yıl Genel Kurul umumi görüşmeleri “Güvenin Yeniden Tesisi ve Küresel Dayanışmanın Yeniden Canlandırılması” temasıyla yapıldı. 19 Eylül’deki açılış oturumunda Genel Kurul’a hitabımızda insanlığı güvenli ve müreffeh bir geleceğe kavuşturmak için atılması gereken adımlara dikkat çektim. 

Uluslararası sulh ve güvenliğin korunması açısından ehemmiyet taşıyan uluslararası meselelere dair Türkiye’nin görüşlerini dile getirdim. Küresel lobiler tarafından her geçen gün daha fazla saldırıya uğrayan aile kurumunun korunmasına verdiğimiz önemi anlatım ettim. “Dünya Beşten Büyüktür” çağrımızı bu yıl güçlü bir şekilde yine vurguladık. Bu çağrımıza verilen desteğin arttığını görüyor, bundan da insanlık adına memnuniyet duyuyoruz. 

Haberin Devamı

Son olarak BM Genel Sekteri Sayın Guterres de benzer ifadelerle Birleşmiş Milletlerin reform ihtiyacından bahsetti. Küresel sistemin sorunlarını çözme kabiliyeti kayboldukça, bu tespitimizin haklılığı da fazla net bir şekilde görülmektedir. 

New York ziyaretimiz boyunca birçok kabul ve görüşme gerçekleştirdik. Bu çerçevede sırasıyla; Gürcistan Başbakanı Sayın Garibaşvili, ve SpaceX ve Tesla’nın kurucusu Elon Musk, Cezayir Cumhurbaşkanı Sayın Tebbun, NATO Genel Sekreteri Sayın Stoltenberg, Polonya Cumhurbaşkanı Sayın Duda, İtalya Başbakanı Sayın Meloni, İsrail Başbakanı Sayın Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Sayın Ramaphosa ve Malezya Başbakanı Sayın Enver İbrahim ile son radde verimli ve samimi görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmelerde hem ülkemizdeki yatırım imkanlarını hem ticari amel birliklerini hem de gündemimizdeki öbür meseleleri ele aldık.Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşlarıyla da bir araya gelerek, İslam düşmanlığı ve Anti-semitizimle mücadelede atılabilecek ortak adımları değerlendirdik. Açılışını 2021 yılında yaptığımız Türkevi binamız, bu yıl da dünya liderleriyle yaptığımız bu görüşmelere hane sahipliği yaptı. 

Haberin Devamı

Ziyaretim kapsamında ayrıca, Amerikan medya kuruluşlarıyla mülakatlarımız oldu. Yaptığımız görüşme ve temasların başta ülkemiz ve milletimiz olmak üzere, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.SORU-CEVAPSORU: Times Meydanı’nda Cumhurbaşkanlığımızın Yüzüncü Yıl reklamları yayınlandı. Hem sizin liderliğiniz hem ortaya koyduğunuz Türkiye Yüzyılı vizyonunuz hem de Birleşmiş Milletlerdeki bol bol mesajlarınız reklamlarla Amerika’da gösterilmiş oldu. Çok da beğenildi, fazla da konuşuldu. Adeta biz de burada yüzüncü yılımızın gururunu yaşamış olduk. Sizden hem umumi bir değerlendirme alarak hem de yüzüncü yıla dair mesajlarınızla başlayabilir miyiz? 

Haberin Devamı

Keşke ben de görme imkânını yakalayabilseydim fakat sizden bunu duymuş olmak beni ayrıca mesut etti. İletişim Başkanlığımız 100. yılımızı burada da tanıtmak için çalışmalar yaptı. Led ekranlarda Türkiye Yüzyılı temalı animasyonlar hazırladık. O meydana giden herkes Türkiye Yüzyılı ile ilgili bu ilanları gördü. New York sokaklarında da arkalarında elektronik panolar taşıyan kamyonlar mevcut biliyorsunuz. Onlarda da 100. Yılımıza dair ilanlar yer aldı. Bu çalışmalar 100. Yıl gururumuzun dünyaya duyurulması için son radde önemli. Biz de onları görmek isterdik ancak Türkevi’nde yoğun görüşme trafiğimiz vardı. Buraya liderler birbiri ardınca geldi. ABD’de böylesi önemli bir konumda böyle bir Türkevi’ne sahip olmak da gurur verici. Görüştüğüm tüm liderler, “bizim de böyle bir yerimiz olsa” diyorlardı. Liderlerle yaptığımız görüşmede konumu ve manzarası itibariyle Türkevi’nin hakikaten cazibesi onları da cezbediyor. Bu vesileyle merhum Demirel’e de İhsan Sabri Çağlayangil’e de Allah’tan rahmet diliyorum. Çünkü onlar buranın ilk adımlarını attılar. Daha sonra biz de yan taraftaki yeri satın almak suretiyle ikisini birleştirdik ve burayı aldık. Burada Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun da emeği oldu ve böylece 32-33 katlı bir Türkevi’ne sahip olduk. Birleşmiş Milletler binasının tam karşısında, burada bu cin yerleri bulmak hele hele Amerika’da kolay değil. Ama Allah’a hamdolsun bize böyle bir yeri lütfetti. Şu anda burada tüm bu görüşmelerimizi fazla rahat yapıyoruz. Eskiden gelirdik, Birleşmiş Milletlerde bir yer verirlerse verirler ve orada işte görüşmelerimizi odalarda vesaire yapmaya gayret ederdik. Ama şimdi artık evimizde, rahatlıkla bu görüşmeleri yapıyoruz. Mutluyuz, memnunuz ve gururluyuz. O meydandaki durumu da keşke görebilseydik. 

Haberin Devamı

SORU: Azerbaycan’ın Karabağ’daki ayrılıkçı Ermeni güçlerine başlattığı anti-terör operasyonu 24 saat geçmeden başarıyla tamamlandı. Öncesine bakarsak 2 yıl önce de zaferle sonuçlanan Azerbaycan-Ermenistan savaşının ardından dün Bakü’de gerçekleşen bu başarılı operasyonla birleştirirsek bu noktada bölgede barış, denge sağlandı diyebilir miyiz? Ayrıca sizin ant töreninize gelmişti Sayın Paşinyan. Acaba yaptıkları, uyguladıkları ve söyledikleri arasında bir tutarsızlık mevcut mı? Bu noktada sizden de bir Paşinyan değerlendirmesi almak isterim. 

Her şeyden önce Paşinyan’ın bizim devir teslim törenimize gelmiş olması bir başbakan olarak önemliydi. Kendisine zaten teşekkürümüzü vesaire yaptık. Bu son hadise Paşinyan ile alakalı değil. Ermenistan Devletiyle de alakalı değildir. Bu bir yerde Karabağ’daki çapulcu Ermeni takımıyla alakalı bir konudur. Onların da malum kendilerine göre bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapma girişimi ciddi manada hem Paşinyan’ı hem de Azerbaycan’ı rahatsız etti. Çünkü Azerbaycan bu olaya “halen devam eden bir süreci bunlar ateşliyor” diye baktı. Bu arada bir de tabii kardeşlerimizi bunların şehit etme girişimi, olayı fazla daha farklı bir yere doğru taşıdı. Uyarılar yapıldı fakat tüm bu uyarılara rağmen bunlar kendilerine çekidüzen vermediler. Tam aksine süreci devam ettirdiler. Devam ettirince Azerbaycan da adımını attı. Ve süreci fazla uzatmadan oradaki operasyonlarını tamamladılar. Operasyonu tamamladıktan sonra da yaklaşık 90 önemli noktayı vurduklarını bana söylediler ve 90 noktayı vurmaları zaten bunların işini bitirdi. Ve “bütün araç, gereç, mühimmat, şu, bu vesaire bunları vereceksiniz” dediler ve onları vermeye başladıkları gibi bir öbür taraftan da çekilmeleri lüzumlu olan yerlerden de çekilme sözünü aldılar ve çekilmeye de başladılar. Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler görüşmelerini yaptı ve bugün ben de İlham gardaşımla görüşmelerimi yaptım. O da bu noktada hem Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmadan ötürü teşekkürlerini bana iletti hem de “artık orada bir daha bunlar herhalde soluk alamazlar” dedi. “İşi şu anda bitirdik. Bir sıkıntı yok.” dedi ve noktayı koyduk. 

SORU:  New York’ta fazla önemli görüşmeler yaptınız. En dikkat çeken görüşmelerden biri de Elon Musk ile yaptığınız görüşmeydi. Tesla’nın Türkiye’de bir fabrika kurması konuşulmuş aramızda. Bu konuda somut bir takvim mevcut mı? İkincisi bir uydu projesi de gündeme gelmiş görüşmenizde. Bu konuda bir somut gelişme mevcut mı? Bir de ufak çocuğuyla geldi. Onu nasıl karşıladınız? 

Musk ile gerek Tesla’nın Türkiye’de yatırım yapması gerekse uzay çalışmalarında müşterek adım atma konularını görüştük. Arkadaşlarımızla bir çalışma inşallah yapacaklar. Ben kendisini İzmir Teknofest’e davet ettim. İzmir Teknofest’e de aka ihtimalle gelecek. Yanında umumi müdürü de vardı ona da talimatı verdi ve bilhassa de Efes’e vurgu yaptı. “Ben İzmir’in methini duydum ve İzmir Teknofest’e katılmaya çalışacağım.” dedi. Arkadaşlarımız da kendileriyle irtibat halinde olacaklar. İnşallah İzmir’e gelirse gençlerimizi fazla çok cezbeden bir İzmir Teknofest’i olur.

Türkiye’nin İHA ve SİHA’larını takip ettiğini ve başarılı bulduğunu anlattı. Ülkemizin son yıllarda teknoloji alanında elde ettiği başarıların farkında ve bilincinde. Bu da yatırımlarını Türkiye’ye taşıması için itici kuvvet olacaktır. Sadece Musk değil, bu konulardaki başarılarımızı artık tüm dünya takdir ediyor. Akıncımız, Kaanımız, Kızılelmamız, ATAK’tan Hürküş’a varıncaya kadar her adım fazla yakından izleniyor ve ses getiriyor. Sadece savunma sanayi sektöründe olanlar değil, ülkelerin halklarına varıncaya kadar attığımız adımların ne kadar ilgiyle izlendiğini görmek bizi memnun ediyor. Azerbaycan’da gerçekleştirilen TEKNOFEST’te yerli ve milli teknolojilerimizin ne kadar bilindiğini ve milletimizi gururlandırdığına tanık olduk. 

SORU:  Musk’a ziyaretinde hediye ettiğimiz kitaplar sosyal medyada en fazla konuşulan hadiselerden bir tanesi oldu. Bu kitaplarla alakalı olarak aranızda bir sohbet geçti mi? 

Biz kendisine dört kitap hediye ettik. O koltuğunun altına iki tanesini sıkıştırabilmiş. “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” ve “BM Reformu: Uluslararası İş Birliğine Yeni Bir Yaklaşım” kitaplarımız elinde.

Biliyorsunuz “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitabımızda, “Dünya Beşten Büyüktür” felsefesi ile yola çıkmış, dünyanın geleceğini etkileyecek alanlarda insanlığın kaderinin yalnız beş ülkenin insafına bırakılmasının doğru olmadığını vurgulamıştım.

“BM Reformu: Uluslararası İş Birliğine Yeni Bir Yaklaşım” kitabımızda ise bizim sebep BM reformu yapılmasını istediğimizi, somut gerekçeler ve önerilerin ışığında anlatıyoruz. Biz o kitaplara yazdığımız her tespitin, her önerinin kıymetinin uluslararası toplum tarafından anlaşılacağından eminiz. Biz tüm önerilerimizde ve adımlarımızda samimiyiz çünkü. 

SORU: Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşmanız hakikaten dikkat çekici bir konuşmaydı. Önemli mesajlar verdiniz. Sosyal medyada da adi bir karşılık gördü. World Leader hashtagiyle, öbür “Dünya beşten büyüktür.’ sözünüzle de adi bir ilgi oldu. Bu en fazla izlenen, en fazla okunan sıralamasında da en üst sıralarda yer aldı. Bu konuşmanın tüm dünya medyası tarafından ilgiyle karşılanmasını, artı sosyal medyada yankı bulmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Dersimizi çalıştık. Buraya gelirken yan gelip yatmadık. Hangi konular üzerinde duracağız? Bunları çalıştık. Liderlerle görüşmeyi yaparken hepsinin söylediği şu oldu, “Yani değinmedik konu bırakmadın.” Malezya Başbakanı Enver İbrahim de “Cuma günü ben de bunun devamını yapacağım.” dedi. Özellikle şu anda dünyanın birçok sıkıntısı var, değinilmesi gereken konular mevcut ve bu konular noktasında da mesela fazla arzu ederdim fakat dinleyemedim. Brezilya Devlet Başkanı Lula’nın konuşması da beğenilmiş. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu yıl değişen dünya iklimi içerisinde dikkatleri üzerine çekmesi gereken bir Milletler Genel Kurulu. Bu konuda da Türkiye olarak bizim mesajlarımız ehemmiyet arz ediyor. Bunu da başarmamız gerekiyor. Eğer bunu başarabildiysek şayet bu konuda dünyaya mesajlarımızı verebildiysek ne mesut bize.

Biz çıktığımız tüm kürsülerde gerçeği ve doğruyu anlattık, hakkı savunduk. BM Genel Kurulunda kurduğumuz her cümleyi milletimizden aldığımız istikametle oluşturduk. Onların bize gösterdiği hedefe yürümek noktasında hiçbir zaman tereddüt etmedik. Sosyal medyadaki ilgi de bizim açımızdan şaşırtıcı değil. Her zaman milletimizin desteğini hissettik, her mecrada bu desteğin hakkını vermek için mücadele ettik. Mücadelemiz sürüyor. 

SORU: Türkiye’nin açıkladığı Orta Vadeli Programın yansıması, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ilgisi bağlamında bir değerlendirmemizi almak isterim. Özellikle bu dezenflasyon programı kapsamında ondan sonra parasal sıkılaştırma devam eder mi? Ya da enflasyonda belirgin düşüşü ne zaman görebiliriz, sizin bu konudaki öngörünüz nedir?

Enflasyonla ilgili olumlu gelişmeler öyle zannediyorum ki önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde bunu görmeye başlarız. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde neticesini almaya inşallah başlarız. Şu anda hayırlı işaretler var. Gerek Hazine ve Maliye Bakanım Mehmet Şimşek gerek Hazine’deki arkadaşlar gerekse Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, onlar bu noktada önümüzdeki yılın ilk çeyreği itibariyle olumlu neticeleri almaya başlayacağımızı söylüyorlar. Biz de onlara güveniyoruz, inanıyoruz. Programa yabancıların bakışı da olumlu.

Orta Vadeli Programı açıkladıktan sonra Türk ekonomisine yönelik artan ilgili G20 toplantısındada görmüştük. ABD’de bu ilginin artarak devam ettiğini görmek bizi memnun etti. Bu nedir? Türkiye ekonomisine duyulan güvenin göstergesidir. Hükümetimizin ortaya koyduğu hedeflerin gerçekçi olduğunun ve Türkiye’nin bunlara ulaşabileceğinden kimsenin şüphesi olmadığının kanıtıdır. Biliyorsunuz Orta Vadeli Program’ın muhtelif ayakları bulunuyor. Tüm dünyanın da sorunu olan yüksek enflasyonla mücadele bizim de programımızın ana hedeflerinden biri. Bunu neyle sağlayacağız? Mali disiplinle, yapısal reformlarla ekonomimizi her türlü fırtınaya dayanıklı hale getireceğiz. Biz bunu daha önce yaptık, gene yaparız. Programımızın en önemli ayaklarından biri de yabancı yatırımın ülkemize çekilmesi. Sadece programı hazırlayıp, duyurmak bile yabancı yatırımcılarda iştah oluşturdu. Bu rüzgarı arkamıza alarak hedeflerimize doğru hızla yürüyeceğiz.

SORU: Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda verdiğinizde öne çıkan mesajlardan biri de tahıl kriziyle ilgili. Türkiye’nin girişimiyle küresel açlığı önlediğinize dair verdiğiniz mesajdır. Bu konuyla ilgili G20’den önce Soçi Buluşmasında Putin’le yaptığınız görüşmenin tavrı, Birleşmiş Milletler marjına yansıması nasıl oldu? İkili görüşmelerimizde bilhassa Türkevi’ndeki edindiğiniz izlenim nedir? 

Gerek liderler gerekse başbakanların Putin’e karşı olumsuz tavırları var. Tabii biz aynı tavrı taşımıyoruz, yansıtmıyoruz. Bu tavırları doğru da bulmuyorum. Çünkü Rusya alelade bir ülke değil. Gerek sima ölçümüyle olsun gerek dünyadaki konumuyla olsun Rusya’nın bir yeri var. Dolayısıyla da şu anda tahıl üretiminde Rusya hemen derhal dünyada sayılı ülkelerden bir tanesi. Şimdi böyle bir ülkeyi görmezden gelemezsin. Karadeniz Tahıl Girişimi sayesinde Ukrayna’dan 33 milyon ton tahıl sevkiyatı yapılabildi. Şimdi de 1 milyon ton rica minnet gönderecek. Biz diyoruz ki yakın markajda tutmak suretiyle bunu belki artırma imkânı da olabilir. O, ‘Katar’ı da buna iç edelim, Katar’ı da iç etmek suretiyle biz bu tahılı un haline dönüştürelim. Ama Avrupa’ya yok. İhtiyacı olan Afrika ülkelerine bilabedel gönderelim.’ dedi. Şimdi biz de bu çalışma içindeyiz. Katar’la da bu konuyu konuşacağız ve bu adımı da bu şekilde atacağız. Biz Rusya’yla olan münasebetlerimizi olumlu bir şekilde götüreceğiz. Çünkü bizi fazla çok ilgilendiren konu, Trakya’nın doğalgazda bir hub olmasını önemsiyoruz. Şu anda da doğalgaz itibariyle neredeyse doğalgazımızın yarısını Rusya’dan temin ediyoruz. Yani arttırmaksa biz arttırabiliriz. Bize o imkanı verir. Avrupa doğalgazda ciddi bir sıkıntının içerisinde. Biz ise hamdolsun şu ana kadar sanayide vesaire doğalgazda bir sıkıntı yaşamadık. Şimdi kış mevsimi geliyor. Böyle bir sıkıntıyı gene yaşamayacağız inşallah. Bir de biz Ataşehir’deki kulelerden bir tanesini enerji piyasası merkezi yapmak istiyoruz. İstanbul Finans Merkezi’ndeki binalardan bir tanesini fakat bunu söylerken sadece doğalgazın koordine edildiği bir yer değil. Doğal gaz, elektrik enerjisi ve madenlerin sevkiyatının yapılacağı, yani adeta Londra piyasası, Hamburg piyasası herhangi bir üründe neyse Ataşehir’deki İstanbul Finans Merkezi’ni bu hale dönüştüreceğiz. Burası bizim için fazla ciddi bir kuvvet merkezi haline dönüşecek.

Peki, bu noktada tahıl koridorunun yine açılma ihtimali mevcut mı? Ben umutluyum. Sayın Putin’le bunları görüşeceğiz, konuşacağız. Yani bunu peyderpey artırma yoluna gideceğimizi ümit ediyorum.

SORU: İsrail Başbakanı Netanyahu’yu kabulünüzde enerji amel birliği konuları gündeme geldi mi? İsrail-Filistin sorununun çözümüne dair ne gibi mesajlar verdiniz? Kendisinin bir Türkiye ziyareti söz konusuydu fakat bir rahatsızlığı oldu. Acaba bir takvim belli olmuş mudur bundan sonrasına ilişkin? 

Konuştuk, anlatım ettiğiniz gibi bir rahatsızlık sebebiyle o zaman gelemedi. Ama şimdi ben kendisine, siz dedim bu ziyareti bir gerçekleştirin, ardından da ben ekibimle İsrail ziyaretini gerçekleştireyim dedim. Yani mutabık kaldık. İnşallah fazla çok gecikmeden bu adımı atacağız ve birinci derecede enerji konusu olmak üzere İsrail’le enerji sondaj çalışmasını başlatacağız. Sadece Türkiye’ye değil, Türkiye’den aynı zamanda Avrupa’ya da enerji nakil hatlarını işletmeye başlayacağız. Şu lahza itibariyle 9,5 milyar dolar yekün ticaret hacmimiz var. Bu yekün ticaret hacmimizi de 9,5 milyar dolardan asgari 15 milyar dolara ilk etapta çıkaralım diye bir mutabakata vardık. Bu adımı da atacağız. Aynı zamanda tabii uluslararası siyasette de beraber neler yapabiliriz bunları da görüşme, konuşma fırsatımız oldu.

Özellikle enerji amel birlikleri bizi fazla daha farklı yerlere taşıyabilir. Kendileriyle bu konudaki potansiyelimizi konuştuk. İki ülke arasındaki farklı alanlardaki amel birliklerini artırmak için bu bakanlarımızın yer alacağı bir mekanizma kurulmasının faydasını anlattık. Enerji, turizm ve teknoloji gibi alanlarda yeni amel birlikleri tesis etmek için iki ülkenin beraber çalışması mümkün.

SORU: Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na 13’üncü kere hitap ettiniz. Kararlı bir şekilde Birleşik Milletlerin yapısı değişmeli, Güvenlik Konseyi başta olmak üzere değişmeli diye anlatım ediyorsunuz. Bu davetiniz zaman geçtikçe daha fazla aksiyoner oluyor. Genel Sekreter söyledi, ABD Başkanı söyledi. Başka ülkelerin de aynı görüşte olduğunu biliyoruz. Bu konuda kısa ve orta vadede somut gelişmeler olacağını düşünüyor musunuz? 

Şimdi bu tabii böyle uluslararası atılan adımlarda süratle sonuç almak olası değil. Ama biz şuna inanıyoruz. Hani bizde güzel bir söz mevcut ya, ‘Et-tekraru ahsen velev kane sima seksen.’ bunu yapmamız lazım. Umudu da yitirmeden devam etmemiz lazım. Çünkü biz bunu söyledikçe bakıyoruz ki dünyada da yankıları artarak devam ediyor. Bu biraz da Türkiye’nin gücüyle alakalı. Ne kadar güçlenirsek, ne kadar her alanda kuvvet bulursak, bu çağrımız da karşılığını o kadar fazla bulacak. Onun için Türkiye’nin gücü fazla önemli. Sizlerin kalemleri, ekranlar önemli. Bütün buralardaki yansımalar dünyada Türkiye’nin gücünü de artıracaktır. Yansımalarını da ona göre fazla çok daha fazla artıracaktır diye düşünüyorum.

İkinci Dünya Savaşının küresel atmosferine müsait inşa edilen küresel sistem artık yetersizliğini iyiden iyiye ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi barışın değil, restleşmelerin konuşulduğu bir zemin olmuştur. Bu dünya barışı için tehlikelidir. Birleşmiş Milletler önerdiğimiz reformları yapamaz ve kendini zamanın ruhuna müsait hale getiremezse barışı koruma misyonunu sağlayamaz. Rusya-Ukrayna savaşı bunun en somut örneğidir. BMGK üyeleri savaşın aktörü olduğunda Birleşmiş Milletler sistemi etkisiz hale geliyor. Aslında biz bunun işaretlerini yıllar önce görmüş ve “dünya beşten büyüktür” mesajımızı tüm dünyaya ilan etmiştik. Şimdi BM Genel Sekreteri ve ABD Başkanı iç birçok aktörün küresel sistemin yetersizliğini dillendiriyor olması önemlidir. Küresel sistemin yenilenmesi meselesi samimiyetle ele alınması gereken bir konudur. Dünyanın tamamına barış, güvenlik, istikrar ve refah üreten bir sistemin aciliyetle oluşturulması, dünya barışının korunması için elzemdir. Kapsayıcı ve insanlığı kucaklayıcı uluslararası sistem bugün birçok coğrafyada gördüğümüz çatışmaların, iklim krizlerinin ve göçün sebep olduğu insanı dramların bertarafının anahtarı olacaktır. Aksi durumda Birleşmiş Milletler sistemi çözümün değil, çözümsüzlüğün kaynağı haline gelir ki bu dünya üzerindeki kaosu derinleştirir. “Daha adil bir dünya mümkün” tezimizin farklı kesimlerce sahiplenilmesi, bu ihtiyacın karşılanması yolunda atılacak ilk adım olabilir.

Biz davetimizi yineliyoruz ve her yerde “dünya beşten büyüktür” demeye devam ediyoruz.

SORU: Emeklilerin durumuyla ilgili birtakım düzenlemeler yapılacağı Çalışma Bakanlığı tarafından sık sık dile getiriliyor. Ancak zamanlaması konusunda hiçbir izah olmuyor. Yoğun bir çalışma var. Bunu görüyoruz, biliyoruz. Bu düzenlemeler, düzeltmeler ne zaman sonuçlanır? O konuda söyleyecekleriniz fazla önemsiyoruz. 

Fazla uzamaz. Yani en kısa zamanda. İlgili bakanım zaten çalışmalarını sürdürüyor. Dönüşte zaten bir araya gelip, ‘Ne durumdasın, ne yaptın, ne yapıyorsun?’ kendisinden bunun bilgilerini de alacağız. Ama 2024’e inşallah bunun kararlarını vermiş olarak gireriz.

Biz ekonominin kronik problemlerini çözerken işçilerimizin, memurlarımızın yanı dizi emeklilerimizi de enflasyona ezdirmemek için çabalıyoruz. Bu konuda attığımız adımlar mevcut. Emeklilerimizin sıkıntılarını da biliyoruz. Toplumun tüm kesimlerine yönelik adımlar attığımız gibi onların da ömür koşullarını iyileştirici adımlar atacağız. Uyguladığımız Orta Vadeli Programın başarıya ulaşmasıyla beraber oluşacak refah artışında toplumun tüm kesimleri gibi tabii ki emeklilerimiz de payını alacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizin adalet ettikleri refah düzeyine ulaşmaları için gayret göstereceğiz. 

SORU: Türkiye’de bir süredir Avrupa’da aşırı sağın, ırkçı hareketlerin öne çıktığı ülkelerde bile yaşanmayan bir hadise yaşanıyor. Arap turistler hedef gösteriliyor. Arapça yönlendirme levhaları bile bundan payını alıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Ne yapmamız lazım? 

Bizim aynı duruma düşmemiz söz konusu olamaz. Benim ısrarla üzerinde durduğum konu turistlere karşı onların anlayacağı dili tabelalarda, levhalarda tabii ki bizim kullanmamız lazım. Hele hele turistik bölgelerde bu zaten olması gereken bir davranış biçimi. Biz ana muhalefetin gittiği yoldan gidemeyiz.

Dünyanın mücadele ettiği aka problemlerin arasında maalesef ırkçılık ve İslam düşmanlığı da var. Üzülerek görüyoruz ki kendini medeniyetin beşiği diye pazarlayan Avrupa ülkelerinde hızla yayılan ırkçılık virüsü küresel bir salgına dönüşmüş durumda. Bundan ülkemiz de etkilenmektedir. Batı’da yabancı düşmanlığını yaymak isteyen çevreler, bazı yerlerde başarılı olmuş durumda. Ülkemizde de onların temsilcileri bulunuyor. Ancak bu mayanın Türkiye’de tutmayacağını bilmeleri gerekir. Ne kadar düşmanlık tohumu ekerlerse eksinler, hangi fitneleri üretirlerse üretsinler Türk insanının yüce gönüllülüğünde kaybolup gideceklerdir. Türkiye bir hukuk devletidir ve misafirlerimize yönelik şiddet içeren alçakça saldırıların failleri lüzumlu cezaları hukuk önünde alacaklardır. Güvenlik güçlerimiz bu tip provokasyonlara karşı tedbirlidir ve her geçen gün tedbirlerini artırmaktadır. Marjinal grupların körüklediği münferit olayların toplumun tümü tarafından gerçekleştiriliyor ve destekleniyor algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu toplumu tanıyan herkes bilir ki böylesi olaylar Türkiye’de taban bulamamıştır, bulamayacaktır. Provokatörlerin bilmeleri gerekir ki er ya da geç yaptıklarının hesabını vereceklerdir.

SORU: Yunanistan Başbakanı Miçotakis’le bir görüşme yaptınız. Gelmeden önce o yeni bir diyalog vurgusu yapmıştı Selanik Forumu’nda. Ne konuştunuz? Hangi mesajları verdiniz. Onları da duymak isteriz. 

Konuyla ilgili Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Yunanistan Dışişleri Bakanı ile karşılıklı görüşecekler. Aynı şekilde Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanım Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da çalışmalarını muhatabıyla yapacak. Hedefimiz Ege’deki sıkıntılı havayı dağıtmak ve Miçotakis’in de yaklaşımı o istikamette. Ama bizim için şu anda en önemli adım Allah nasip ederse Selanik’teki doruk olacak. Selanik zirvesi şu anda Türkiye-Yunanistan arasında önemli bir sıçrama olacak. Dışişleri Bakanlarımız ön hazırlıklarını yapacaklar ve Selanik’te de inşallah 7 Aralık’ta bu zirveyi yapacağız. Bu zirveyle beraber birçok şeyin de inşallah değiştiğini karşılıklı göreceğiz.

Son dönemde her iki ülke de afetlerle sınandı. Bu olumsuz durumlar ülkelerimizi yardımlaşma noktasında birbirine yaklaştırdı. Son dönemde artan üst düzey temaslar da mevcut olumlu atmosferi destekledi. Önümüzdeki dönemde Selanik Zirvesi sonrasında da istişari temaslarımız ümit ediyorum ki süreci daha da olumlu bir hale getirecektir. Türkiye ve Yunanistan olarak itimat ortamına ziyan verecek adımlardan ve söylemlerde uzak durmamız gerekiyor. Önümüzdeki sürecin selametle ilerlemesi bakımından bu alanda da beraber adım atmalıyız. 

SORU: Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıması çağrısı yaptınız. Çağrınız yankı buldu, bundan sonraki süreçteki yol haritası ne olacak?

Bizim Kıbrıs konusunda yaklaşımımız uzun zamandır ortada. Federasyon formüllerinin gerçekçi olmadığı ve işlemeyeceği artık net bir şekilde anlaşılmıştır. Bu gerçeği reddetmek Ada’da çözümsüzlüğü dayatmaktan öbür bir şey değildir. Kıbrıs’ta iki devletli, adil ve kalıcı bir çözüm bulunması için gayret gösterdik. Muhataplarımızı da bunu sağlamaya davet ettik. Bir öbür davetimizi de uluslararası topluma yaptık. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin müstakil bir devlet olarak tanınması Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlayacak yegâne adımdır, en etkili adımdır. Bunun dışındaki seçenekleri tanımıyoruz. Biz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını uluslararası hukukun bize tanıdığı garantörlük hakkı çerçevesinde sonuna kadar muhafaza etmekte kararlıyız. KKTC’nin, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye sıfatıyla iç olmasının araladığı kapının devamının gelmesini bekliyoruz. Ülkelerin birbiri ardınca KKTC’yi müstakil devlet olarak tanıması Doğu Akdeniz’de barışa ve huzura hizmet eder. Bundan sonraki yol haritamız da KKTC’nin haklarının eksiksiz muhafazası ve uluslararası sisteme entegrasyonu yolunda atılacak etkin adımlardır. 

SORU: Birleşmiş Milletler Genel Kurulu seviyesinde aile kurumunun küresel bir saldırı altında olduğunu anlatım eden ilk ve biricik önder siz olurdunuz. Aile kurumunun tehdit altında olduğu düşünüldüğünde hem zatıalinizin hem de Türkiye’nin aile kurumunun korunması noktasında temsil ettiği temel vizyon ve yaklaşım nedir?

Şu anda dünyada aile kurumu aka ehemmiyet arz ediyor. Amerika aslında aile kurumu noktasında tartışmaların fazla ciddi boyutlara ulaştığı bir ülke konumunda. Böyle bir yerde bizim aile mefhumunu dile getirmiş olmamız kendinize bir çeki tertip verin… Beni en fazla rahatsız eden konulardan bir tanesi herhalde sizin de dikkatinizi çekmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na girerken basamaklarda ve öbür bazı alanlarda LGBT renklerinin olduğunu görüyorsunuz. Burayla ne yapılmak istendiği ehemmiyet arz ediyor. Şu anda liderlerden bir tanesi LGBT’ci bir öbür önder LGBT’ye karşı, böyle bir hal var. Ne yapılmak isteniyor? Ben şahsen Genel Sekreterle fırsat bulup bunu konuşmak isterdim. Şu anda dünyada ne kadar LGBT’ci var? Bu basamaklarda onların ne kadar hakkı varsa, LGBT’ye karşı olanların da bu denli var. Çünkü bu bir insani örneğin ve buradan rahatsız olanların olduğunu da bilmek lazım.

Aile tanımında yer meydan “toplumların bina taşı” ifadesi abes bir söylem değildir. Toplumları en güçlü kılan da çürüten de aile yapısıdır. Nasıl zincirin gücü, en zayıf halkası kadarsa toplumların gücü de aile yapısının sağlamlığıyla doğru orantılıdır. Son yıllarda birçok ülkede aile yapısına yönelik saldırıların temel gerekçesi de bu. İlgili toplumu çökertmek için sapkın akımlar eliyle aile yapısı zayıflatılmaya çalışılıyor. Ülkemizde bu sapkın akımların aile yapımızı, gençlerimizi hedef meydan girişimlerine asla müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Bu konunun küresel boyutu da bulunmaktadır. Yaşadığımız çağda aile yapısını hedef meydan karanlık yapıların küresel planlarının farkındayız. Onları bozmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Ailelerimizi, gençlerimizi, çocuklarımızı tuzaklarına düşüremeyecekler. Eğitim, siber güvenlik, bağımlılıkla mücadele başta olmak üzere fazla boyutlu tedbirler üzerinde çalışıyoruz. Bunun en etkin adımını Meclis açıldığında gündeme getirmeyi planladığımız anayasa değişikliğiyle atacağız. Aile kurumunu anayasal güvence altına almakta kararlıyız. Aileyi korumak, Türkiye’yi korumaktır, vatanı korumaktır. Bu sorunla ülkemizde en etkin biçimde mücadele edeceğiz. Ancak uluslararası zeminde bu mücadelede amel birliklerine hazırız. Sapkın akımlarla mücadele konusunda el ele verip toplumlarımızı zehirlemeye çalışan, aile yapısını temelden dinamitleyen, geleceğimizi karartmaya göz dikmiş odaklarla mücadele edecek gücümüz var.

SORU: 2 milyar Müslüman’ın kutsallarına karşı dünyada fazla sayıda saldırılar var. Siz geçen gün İslam düşmanlığı, ırkçılık ve nefret suçlarına karşı saflarımızı geniş tutalım dediniz. Dünyada ve İslam aleminde bu konuyu yeterince tepki veriliyor mu?

Veren ülkeler var, maalesef sessiz kalan ülkeler var. Yani dört dörtlük veriliyor diyemeyiz. Çünkü şu anda dünya nüfusuna baktığımız zaman yaklaşık 6,5-7 milyar gibi bir rakam söz konusu. Bizim 2-2,5 milyar şu anda bir Müslüman nüfusa baktığımız zaman İslam dünyası bir kere bu hassasiyeti göstermiyor. Aynı şey bakıyorsunuz, Hindistan’da aşırı akımlar bir şekilde gelişiyor. Şimdi tüm bunlar karşısında acaba İslam dünyasının duruşu ne? Bakışı ne? Gelelim kendi ülkemize. Kendi ülkemizde biz ne durumdayız? Onun için bizim bir kere kendimiz dik durmamız lazım ki bu dalga dalga yayılsın ve ona göre de Müslümanların duruşu fazla daha farklı hale gelsin.

Bu ziyaretimizde muhataplarımıza anlatım özgürlüğü kılıfıyla kutsallara saldırının önünü açmanın tehlikesinden bahsettik. Bunun bir anlatım özgürlüğü değil, nefret söylemini körükleyerek, toplumsal ve küresel barışı tehdit eden eylemler olduğunu anlattık. Asıl keder olanın İslam dünyasından bu alçaklığa karşı beklediğimiz düzeyde tepkinin gelmemesidir. Bizler Türkiye olarak bu saldırılara lüzumlu olan en güçlü tepkiyi vermeye devam edeceğiz. Sadece İslam dünyası değil, uluslararası toplumun tamamından kutsallara karşı yapılan saldırılara ortak ses yükselmek durumundadır. Bu olmadığı müddetçe öbür inançların kutsalları da saldırıya aleni hale gelir. Biz bugün yükselttiğimiz itirazımızı öbür inançlara yönelik saldırılarda da aynen tekrarlarız.

SORU: Kamuda mülakatın kaldırılması sizin seçim vaatleriniz arasındaydı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in geçtiğimiz günlerde yaptığı, muallim alımında yüzde 50 KPSS yüzde 50 mülakat uygulayacağız” şeklindeki açıklaması nakil bekleyen muallim adaylarının tepkisine yol açtı. KPSS’ye ilaveten her türlü emniyet soruşturmasına, mesleki yeterlilik ve sıhhat araştırmasına evet fakat mülakatlarda hakkaniyetli davranılacağına dair endişemiz var” diyorlar. Benzer bir hal Polis Eğitim Merkezlerine talebe alımında da yaşanmış. Yeterli KPSS ve mesleki dayanıklılık puanına sahip adaylar 45-50 saniyelik mülakatlarla elenmiş. Onlardan da sitem dolu mesajlar geliyor. Mülakat kaldırılacak sözünün sahibi olarak bu eleştirilere ne diyorsunuz?

Biz, mülakatları görevin gerektirdiği zorunluluklar dışında kaldırmayı vadettik. Görevin gerektirdiği hallerde ise hakkaniyetle hareket edilmesi temel yaklaşımımızdır. Mülakatlar fazla sınırlı ve fazla özel meslek gruplarında lüzumlu olabilir. Elbette mülakat komisyonlarının objektif kriterlerle oluşturulması konusu da fazla önemli bir konu. Konuyu ilgili bakanlarımızla yakın görüşüyor, çalışıyoruz. Ben seçim vaatlerim içinde böyle bir söz verdiysem, bunu Milli Eğitim bakanımla, İçişleri Bakanımla görüşmek suretiyle, yeni bir yol haritasıyla ilerletiriz.

SORU: Geçtiğimiz günlerde CHP Grup Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıkladı. CHP’de umumi başkanlık değişimi olur mu tartışmaları sürerken sizin değerlendirmeleriniz nasıl olur?

Beni bu çekişmeye veya bu çatışmaya katmayın. Ben kendi işime bakıyorum. Onlar da kendi aralarında kendi işlerine baksınlar. Çünkü ben o mu kazanır bu mu kazanır o işlerle uğraşmam.

SORU: Cumhur İttifakının adayı kim olacak? Cumhur İttifakı’nın adayıyla ilgili herhangi bir isim belli mi? Takvim belli mi? 

Cumhur İttifakı’nın bu noktada bir sıkıntısı yok. Şu anda 81 vilayette başta İstanbul, Ankara olmak üzere bunu Devlet Bey’le oturacağız, konuşacağız. Nerede kimi gösteririz, istişarelerimizi yapıp ona göre büyük şehirler olsun diğerleri olsun buralardan isimleri inşallah hayırlısıyla belirleyeceğiz. Şu anda hemen 1 ay içerisinde bunlar belirlenir diye bir şey yok. Fakat biz buralardaki aka şehirlerde kimler koç başı olabilir? Bu vilayetlerin dışında öbür illerde kimler olabilir? Bunları tespit edip garantiye gidecek şekilde bu illerde dayanışma halinde kavga, gürültü olmadan adaylarımızı beraber belirleyeceğiz.

Adana escort Ankara escort izmir escort aliağa escort balçova escort bayındır escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karaburun escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kiraz escort kınık escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort bostanlı escort mavişehir escort alsancak escort üçyol escort bursa escort altınşehir escort gemlik escort görükle escort gürsu escort inegöl escort kestel escort mudanya escort nilüfer escort orhangazi escort soğanlı escort yıldırım escort antalya escort akseki escort aksu escort belek escort demre escort döşemealtı escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort gündoğmuş escort ibradı escort kaş escort kemer escort kepez escort konyaaltı escort korkuteli escort kumluca escort lara escort manavgat escort muratpaşa escort serik escort alanya escort Eskişehir escort Gaziantep escort İstanbul escort Nişantaşı escort Şerifali escort Maltepe escort Sancaktepe escort Eyüpsultan escort Şişli escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Beşiktaş escort Mecidiyeköy escort Zeytinburnu escort Sarıyer escort Bayrampaşa escort Fulya escort Beyoğlu escort Başakşehir escort Tuzla escort Beylikdüzü escort Pendik escort Bağcılar escort Ümraniye escort Üsküdar escort Esenyurt escort Küçükçekmece escort Esenler escort Güngören escort Kurtköy escort Bahçelievler escort Sultanbeyli escort Ataşehir escort Kağıthane escort Fatih escort Çekmeköy escort Çatalca escort Bakırköy escort Kadıköy escort Avcılar escort Beykoz escort Kartal escort şirinevler escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Malatya escort Manisa escort Mersin escort Muğla escort Bodrum escort Milas escort Dalaman escort Marmaris escort Fethiye escort Datça escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort Aydın escort Bolu escort Denizli escort Diyarbakır escort Düzce escort Konya escort Kütahya escort Sakarya escort

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.